25 Kasım 2015 Çarşamba

FARKLI - GİRİŞ



GİRİŞ

Elindekini bir beze bağladığı gibi koşmaya başlamıştı. Uzun eteği ne kadar koşmasını engellese de, o durmayacaktı. Koruması lazımdı. Tökezledi. Ellindekini sıkıca kavrayıp kendine çekti düşerken. Korumaya aldı. Hiçbir şey olmamıştı. Hemen ayağa kalktı ve arkasına baktı. Bağrışmaları duyabiliyordu. O yanlış bir şey yapmamıştı. Böyle bir kanunun olmasını hala anlamamıştı. Ne zarar verebilirdi ki soyuna. Bir yandan koşarken elindeki bağlanmış bezin üzerindeki kan lekelerini sildi. Bir insan ve tilki kanı mı doğru olduğunu gösterecekti adete. Saf olduğu her halinde belliydi. Temizdi.
Kafasını iki yana salladı, kendini toparladı. Koşması lazımdı. Wega ormanından içeri girdi. En azından burada biraz daha güvenliydi. Orman ona yardım ederdi çünkü orman saf ve doğal her şeyi kabul eder yok olmasını istemezdi. Onu gördü. Her zaman kalbinin her seferkinden daha hızlı atmasını sağlayan adamı… Esmer teni bir perçem kumaşı elinde tuttuğu sopası ve şaşalı otlardan yapılmış tacıyla ona bakıyordu. Koşarak kollarına attı kendini. Teninin sıcaklığı her zamanki gibi huzur vermişti. Gözlerini adamın gözleriyle buluşturdu. Gecenin karanlığı ormanı kör etse de onun gözlerinin ağlamaktan oluşan kızarıklarını görmesine engel olmamıştı.

-                                 - Natalie ben çok üzgünüm. Böyle olsun istemedim.

Çat pat tane tane konuştu adam. Kadının sarı saçlarını okşadı. Sanki onu son kez gördüğünü biliyormuş gibi. Kadının masmavi gözlerinden beyaz tenine oradan da  Wage ormanın zemine bir göz yaşı düştü.

-                                     -Asla Otto. Böyle asla deme. Bu senin suçun değil. Hem seni bilmiyorlar. Fazla zamanım yok. Al bunu. Sakla koru benim için.

Kadın elindeki sarılı bezi adama uzattı. Kollarını gevşetip adamdan uzaklaştı.

-                                    - Seni çok seviyorum Otto. Bizi asla unutma. İsmi sen biliyorsun.


Kadın son kez dudaklarını adamın dudaklarıyla buluşturdu. Tekrar bir göz yaşı; mavi gözlerden, beyaz tenden, beze… Adam çok üzgünde ne yapacağını bilmiyordu. Kadın arkasını döndü son gücüyle koşarak Wega ormanından dışarı attı kendini. Adamın tek yapabildi arkasından “ Seni seviyorum Natalie. Asla ama Asla.” Diyip elini yumruk yaptıktan sonra göğsüne iki kere vurmak oldu. Arkasını döndüğü gibi koşmaya başladı. Wega ormanın arkasından çıktı ta ki güneş doğana kadar koştu. O alışıktı tabi koşmaya. Avlanmak için koşmak gerekirdi. Yorulmak bilmezdi o. Ne kadar orta yaşlı olsa da elindekini kurtarmak için koşardı. Sonunda geldi kabilesine. Kimse uyanmamıştı daha. Çadırına girdi elindekini yatağına koydu. “İfe” diye seslendi. Gözlerinden tekrardan yaş süzüldü. Kadın diğerleri tarafından kalbi çıkarıldığını bilirmişçesine ellerini kalbinde buluşturdu. İşte o an Wega ormanındaki göz yaşının olduğu toprak mavi şekilde bir de bezin üzerinde parladı. Wega ormanında bir yeni fidan gözlerini açmıştı. 

DEVAMI İÇİN 

https://www.wattpad.com/story/54484615-farkli