26 Ağustos 2012 Pazar

DARK HUNTERS -1.BÖLÜM: İlk Kullanım -


 1.BÖLÜM (İLK KULLANIM)
“Dırıt dırıt.”, “Dırıt dırıt”.
Kafamı yastığımdan kaldırdım. Bilgisayarıma bir mesaj gelmişti: “Ah kahretsin bilgisayarı açık bırakmışım.”dedim lanet okurcasına bilgisayara.Gecenin bir vakti buda kimdi ? Güzelim ukumu bölen.Hemen bilgisayarımın önüne koştum.Tam kapatacaktım ki e-mail’imde deki mesajın kimden geldiği dikkatimi çekti.”Wosnat devlet hastanesi”.Annemin hastanesiydi.Annem de virüsü kapmıştı.Bunun için panzehir yoktu.Sadece ağrılarını dindirebiliyorduk.5 gün içerisinde oda bir avcı olacaktı ve tabi hastane onu ölüme mahkum edecekti.Mesajı açıp hemen okudum:
*Sayın Angel Hans;
Annenizin tekrardan şok geçirdi.Hastaneye gelmeniz gerekmektedir.
Ah bu olmaz annem şimdi ölemezdi! Hemen gitmem gerekiyordu. Dolaba koşup kıyafetlerime baktım.Dışarısı karanlıktı.Avcılar çoktan dışarı çıkmış olmalıydı.Elime cebime soktum ve küçük bir anahtar kavradım.Dolabın alt kapaklarından birine anahtarı geçirdiğmde çekmece hemen açılmıştı.Dedemden yadigar kalan özel kıyafeti çıkardım.Zorlukla üzerime geçirdim.Sreçti. Dışarısı soğuk görünüyordu. Üzerimede bir kaban alıp dışarı çıktım.
(Paylaşılan tüm fotoraflar karakterin özelliklerini yansıtmaktadır.Daha doğrusu kafamda kurduğum kişilere benziyor :) )

Karanlık sokakta ellerimi kabanımın cebime sokmuş ilerliyordum. Yerler dün yağan yağmurdan dolayı ıslaktı.Ayakkabımın sesi çok azda olsa duyuluyordu. Avcılardan insanları korumak için geceleri Wosnat şehrine yasak getirilmiştir.Bense bunu çiğnemiştim. Annem için her şeye değerdi.Ailemden kalan tek kişiydi ve oda birkaç gün içerisinde elimden kayıp gidecekti.Dışarıda da avcılar kol geziyordu.Her nefes verişimde duman yayıldığını görebiliyordum.Kapşonumu kafama geçirdim ve sarı saçlarımı dışardaki gizemden sakladım.
Sokağı şöyle bir kolaçan ettikten sonra hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim.Bir an önce hastanede olmak istıyordum.Yani en azından avcılarla karşılamadan.Dışarıda ne bir insan ne bir araba vardı. Tum evlerın perdelerı çekilmiş , kapılar kitlenmişti. Sokakta dolasan avcılardan korunmak için bu yeterli olduğunu sanıyordu herhalde salak insanlar. Avcıları beğensiz bir zombi zannediyolardı herhalde. İşte tam orada bir ses gelmesiyle durdum ve sese kulak kesıldım.

“Lütfen yardım edin.Lütfen.. Ahh..!” diye bağırıyordu adam acı çekrcesine.
“Kes sesini yaşayan!Seni kimin duyabileceğini zannediyorsun?”biride ona karşılık vermişti.
“Lütfen yardım ediin!”Dedi tekrardan adam ve son sözleri oldu.Birkaç mide bulandırıcı ses duydukdan sonra dönemecin oradaki binanın arkasına saklandım. Kirmetlere yapışmışcasına duvara dayanmıştım. Kalp atışım yavaşca artmaya başlamıştı.Şimdi ne olacağını aklımdan geçirirken ara ara sokağa göz ucuyla bakıyordum. Belkide büyük dedemden yadigar kalan aletler kullanmanın vakti gelmişti. Kabanımı çıkardım.Streçten yapılmış zırhın sağ kolundaki düğmesine bastım. Ara sokağa şöyle bir baktım. Sesler bir anda kesildi. Anlaşılan heyecanımı , kanımın kokusunu hissetmişlerdi. Hiç korkusuzca sokağın tam ortasına ilerledim ve orada durdum.

“ Vay vay vay! Anlaşılan bugün evinden kaçan çok insan var.Jakie Max ? Doyduk galiba?”dedi içlerinden biri.Konuşmalarına bakalırsa elbaşlarıydı.
Hepsi birden gülüştüler ama hala hiç korkusuzca oyle durmaya devam ettim.Kendimi güçlü göstermek zorundaydım.
“Anlaşılan korkusuzda.Değil mi Burno?”Demek elebaşlarının ismi Burno’ydu.Aslına bakarsanız bu ismi anımsıyor gibiydim.
Seslerin yavaşca yaklaştığı belli oluyordu.Dumanların arasından 3 buruşuk adam belirdi.Tenleri beyazlamış gözlerinin feri sönmüştü.Üzerlerindeki kıyafetler yırtılmıştı.Birinin sol tarafı komple yanıktı. Anlaşılan insan yemeklerinden birini kaçırdığı için gündüz eziyeti yapmışlardı ona.Sağ ve sol bacağımın yanından bir anda keskin zikzak giden bıçaklar çıktı.Kıyafeti ilk kullanışımdı.Ama dedem ölmeden önce bana birkaç şey öğretmişti.Üzerimdeki siyah streçle o karanlıkta görülmem çok güçtü. Buda bana 1 puan kazandırıyodu. 3 Avcı  üzerime bir hücumla ilerledi.Eğildim.Pozisyonumu aldım.Birkaç kez ”Angel sakin ol.” “Angel sakin ol.” dedim kafamdan. Gözlerimi açtım ve ilk gelenin dizine basarak zıpladım havada bir takla atıp tam arkalarına indim. Avcılar bir an şaşırıp arkasını dönene kadar  sağ kolumdaki düğmemden birine bastım hava bir anda duman olmuştu.

Avcılar dumanda beni bulmaya çalışırken içlerinden birine tekme indirdim.Avcı yere düştü. Belimden çıkardığım bıçağı kalbine geçirdim.Şimdi kaldı 3’de 2 si. Elebaşları üzerime saldırdı.Bıçağımı şöyle bir savurdum.Avcı geri giderken yere düşmüştü. O kadar konsantre olmuştum ki arkadan geline fark etmedim bile.İki eliyle ellerimi tuttu ve bileğimi burtu.Bıçağı yere düşürmütüm.Tek eliyle ellerimi tutup, diğeriyle ağzımı kavradı.Kafamı sola yatrıdı. Sıcak nefesini boynumda hissedebiliyordum.Her an ısırılabilirdim. Ellerimi hareket ettiremiyordum.

Topuğumla sertçe yere vurdum.Sırtımdan çıkan bıçaklar Avcının  tüm vücudundan içeri girdi. Kollarının gevşediğini hissettim.Topuğumu tekrar vurunca bıçaklar içeri geçti ve Avcı yere yığıldı. “Şimdi Burno yani ele başları nerde?” diye düşünüp kaskımı gece görüşüne geçirdim ve uzerime birsey atladı. Yere yığılmıstım. Haraket edemiyordum.Sonum gelmişti.
“Tamam Angel. Sakin ol.Ben avcı değilim.”dedi.
Durup debelenmeyi bıraktım.
“Değil misin?”

 Ellerimin gevşediğini hissettim. Ayağa kalktım. Duman yayılmıştı. Adamın yüzünü net görebiliyordum.Beyaz olan tenin aralarında ten rengi görülüyordu. Islanan bölümlerden boya akmıştı.Adam siyah saçlarını şöyle bir attı.
“Aynı dedesinin torunu.Çok iyi dövüşüyorsun.Bu avcıları tek başına indirebilmen bir yetenek.Bense onların arasında ajan gibi dolaşırım.Annen hasta değil , ilaca da ihtiyacı yok.Mesaj sana biz tarafından gönderildi.Kendini gösterdin Angel.” Dedi bana büyük bir mutlulukla.Bense şaşkınlığımdan sadece “Ne oluyor burada?” diyebildim.

Burno etrafa şöyle bir göz gezdirdi.İşaret parmağıyla gelmem için işaret yaptı.Bir çıkmaz sokağın duvarına döndük. Duvara elini koymasıyla duvar sarsıldı ve bir kapı ortaya çıktı. Yavaşca itirdi. Burno oradan geçti. Bende takip ettim.Kapı arkalarmızdan büyük bir sesle kapatıldı ve her yer bir anda aydınlandı.Elindeki kağıtlarda "Avcılardan insanları Koruma Örgütü" yazan bir kız geldi.Saçları kısa ve düzdü.Gözlüklerini takıp , üstüne giydiği beyaz laboratuar önlüğünü düzenledi.

“Bay Burno demek Angel'ı getirebildiniz.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder