Kristy evin kapısını usulca
açtı.Hemen ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi.Merdivenlerden çıkarak odasına
yöneldi.Odasına yavaşca girdi.Işığı açtı.Kasım ayında oldukları için hava
erkenden kararmıştı.Halbuki saat daha 5.30du.Çantasını yere fırlattığı gibi
kendisini yatağa attı.Okul kıyafetlerini çıkaracak bir gücü olmadığı için direk
kafasını yastığa koydu.O kadar yorulmuştuki…Missy hemen yanına zıpladı.Büyük
bir homurtuyla Kristy’nin kıvırcık saçlarını koklamaya başladı.Sapsarı
tüylerinin arasından basık pembe burnu belli oluyordu kedinin.Gözleri bal
sarısı rengindeydi.Kristy’le nerdeyse 2 yıldır beraberlerdi.Annesi
başarılarından dolayı almıştı Missy’i.Çok sırnaşık bir kediydi.Ne zaman eve
biri gelse hemen sürünmeye başlıyordu.Kristy’e gelirsek güzel bir kızdı ama
yaşıtlerından hiçbir farkı yoktu.Saçları kabarıktı.Kahverengi olmasına rağmen
kıvırcık olması hava katıyordu.Aslında da fazlada kıvırcık değildi.Üstleri düz
iniyor alt taraflara doğru lüle lüle oluyordu.Kristy 16 yaşına gelileli daha 1
ay olmuştu.Kahve gözlerini tavanına yapıştırılımış fosforlu yıldızlara
çevirdi.Abisi Max nedeni bilinmeyen bir şekilde ölmüştü.Ailesi sanki ondan bir
şey saklıyormuşcasına bu konuyu fazla didiklemiyorlardı.Sanki herşey açığa
çıkacak gibi.Aslında sorulması gereken çok soru vardı.Cevabı aranması
gereken…Ama bu olayla kimse uğraşmıyordu.Bunu biri açığa
kavuşturmalıydı.Kristy’de bu konu üzerinde kararlıydı.
Kristy bu düşünceleri şimdilik
kafasından sildi ve rahatlanamnın keyfini çıkarmaya karar verdi.Neden bu kadar
yorulmuştu ki ? son 1 aydır durmadan yoruluyordu.Abisinin öldüğünden beri
gergin anlar yaşıyordu.Çok çabuk sinirleniyordu.Belkide ailesin ondan ne
sakladığını açıklamasını bekliyordu.Kristy bir anda arkasında mırlayan kediyi
fark etti ve hemen yüzünü Missy’e döndü.Narin ellerini Missy’nin tüylerinin
üstünden gezdirdi.Kedi mest olmuştu.Hemencecikde kabarmıştı.Kristy sevmeyi
bıraksa bile geri dönüyor kendini sevdirmeye çalışıyordu.Kristy arkasını döndü
ve gözlerini kapadı.O sırada Missy’nin mırıldanmasının kesildiğini
farketti.Arkasını döndüğünde Missy Kristy’e öyle bakıyorduki Kristy hemen ayağa
fırladı.Tırnaklarını çıkarmıştı.İçten tıslama duyulmayacak gibi değildi.Kedi
gerilmiş saldırma pozisyonu almıştı.Kristy bir anda Missy’e baktı.Kaşlarını
çatmıştı bazı şeyleri anlamaya çalışıyordu.Mıssy’nin göz bebeklerinin
büyümesini hissedebiliyordu.Kedinin içinde bir korku oluştu.Tırnaklarını
çekti.Deyimlerdeki gibi resmen süt dökmüş kedi gibi olmuştu.Korkmuş bir şekilde
yatakdan atladı ve odadan çıkp koltuğun arkasına saklandı.Kristy , Missy nin
ilk defa böyle bir şey yaptığını görüyordu.Şöyle bir odanın dışına göz
gezdirdikden sonra kapısını kapattı.Hemen yatağına döndü.Şöyle bir uzandı.Artık
yatağını yumuşaklıgının vücudunda hissedebiliyordu. Rahatlamıştı ve bir anda
annesinin sesini duydu.
-Kristy
kalk geç kalıcaksın.Kristy!!
Kristy gözlerini açtı uyuya mı
kalmıştı?Hemen başucundaki saate göz gezdirdi.Saat sabahın 6’sıydı.Nasıl sabah
olmuştu?Üzerinde pijamaları vardı.Sadece bir rüyamı görmüştü yoksa?Missy baş
ucunda uyumuştu.İlk bir durukladı.Saat 6 mıydı?!Geç kalmıştı.Hemen yatağından
doğruldu pijamalarını hemen çıkarıp üzerine yamuk yumuk üniformalarını
giydi.Yerde gördüğü çantasını aldığı gibi aşağı indi bi eliyle gömleğini
iliklemeye çalışırken bir eliylede Nutellalı ekmeğini kaptığı bi ağzına
tıkıştırdı.Çantasını hemen sağ koluna geçirdi koşarak kapıyı açtı ayakkabıları
gelişi güzel geçirdi.
-Görüşürüz
anne.
-Görüşürüz
akşam geç kalma hayatım.
Kapıyı bile
kapamadan koşturmaya başladı.Servis tamda gitmek üzereydi.Kristy’i görünce
hemen durdu.Hemencecik servise bindi.
-Kristy bu
2. Kez oluyor!Geç kalıcaz senin yüzünden.
-Özür
dilerim Bay Montogmery.Bir daha olmayacak.
Kristy servise şöyle bir göz
gezdirdi.Servisteki son 4’lü koltuk hariç diğerleri 3’lü 3’lüydü.Heryer
nerdeyse doluydu.4lü koltuğun önünde 2 boş yer vardı.Bir çocuk cama başını
koyup sızmıştı.Liz anlaşılan bu gün gene babası bırakacaktı çünkü arka
koltukdaki yeri kapılmıştı.Kristy yavaş yavaş ilerleyip çocuğun yanına
geçti.Çantasın çıkardı.Çocuğa şöyle bir baktı.Uyanacak gibi bir hali
yoktu.Çantasını çocuğun ayağını dibine koydu.Saate baktığında servisin geç
kalmısını sağladığı farketti.Bay Montogmery’de okula yetişebilmek için çok
hızlı sürüyordu.Kristy bir anda bir şey hissetti.Birşey olacaktı.Ama ney?
Farkını varmadan konuştuğunu fark etti
-Dikkat
çarpa……
Servis çok
ani bir fren yaptı.Kristy olduğu yere hemen tutunmuştu.Kristy servise şöyle bir
göz gezdirdiğinde kendisinden başka herkesin başını ön koltuğa
çarpmıştı.Yanındaki çocuk uyanmış kafasından kan süzülüyordu.
-Se..
sen iyimisin?
-Aa..
kafam… ahh!..acıyor.
Kristy
ellerini gevşetip çocuğun anlına uzanmak istedi ama elleri koltuğun kılıfına
yapışmışcasına takıldığını farketti.Ellerini koltuğunu kılıfından kurtarmak
için cebelleşmeye başladı.Ve en sonunda bir ‘cart’ sesiyle kılıfı yırtarak
ellerini kurtardı.Ellerine baktı.Tırnaklarında iplikçikler vardı.Tırnakları
nasıl takılmış olabilirdi ki?Hemen yanındakine uzandı o sırada bir görevli
servise girdi.
-Kimler
yaralandı durumu acil olan varmı söyleyin?
O sırada
Kristy çocuğun anlındaki elini kaldırdı.Heryer kandı ama ne bir kesik nede bir
travma izi görülüyordu.
-Yaran?!
Şaşırmışcasına
cocuğa baktı.Çocuk servisin camının yansımasını ayna şekline kullanarak alnını
yokladı.Sarı kısa şaçları kana bulanmıştı ama yara izi yoktu.Çocukda hiç
şaşırma belirtisi yoktu.Anlaşılan bu ilk değildi.
-Kahretsin!Bunu
kimseye söyleme.SAKIN!
-Ama bu
imkansız?!
-Hey siz
ikiniz.Kalkın ne bekliyorsunuz? Otobüs mü? Farkında mısınız bilmiyorum ama
servisiniz kaza yaptı. Dedikodunuzu sonra yaparsınız şimdi diğerlerini takip
edin.
İkiside
kafalarını döndüklerinde kızgın görevliyle karşı karşıya kalmışlardı.Hemen
ikiside kalkıp servisden aşağı indiler.Okula gelmişlerdi bile.Okulun içine
yürüdüler.Tüm servistekiler revire doluşmuştu.Revirdeki hemşirelerden biri
Kristy’nin yanındaki çocuğa doğru ilerledi.
-Dave
senin buraya gelmen gerekmediğini sende biliyorsun.Tuvalete git yüzünü yıka ve
sınıfına git.
Dave Kristy’e görüşürüz dercesine kafasını
salladı ve gülümsedi.Revirden yavaşca çıkarken Krısty’nin gözü Dave’in
çantasına takılmıştı.Onun çantasını nerdeydi?Ah salak Krısty serviste
unutmuştu.
-Çantam ?!
of onu serviste unuttum ya!
Dave
kapıyı arkasından kapatırken duraksadı.Sonra kapıyı arkasından usulca
kapadı.Dave’le ilgilenen hemşire hemen Kristy’e döndü.
-Tatlım
biliyorsun yarın kayıp eşyalar bölümünden alısın sorun etme.
-Ama ev
anahtarım…Eşyalarım… Hepsi içindeydi.Neyse artık.
Revirde
çok görültü vardı herkes kendi kafasını göre takılıyordu.Anlaşılan 1.
Sınıfların aşı günüydü ve bir çocuk durmadan bağırıyordu.Olanlar yeterince
insanı germiyormuşçasına bide bu çocuğun sesi… Zaten bu aralar çok çabuk
sinirleniyordu.Hocalar bir şey demese gidip çocuğun kafasına bir tane
geçirebilirdi.
-Peki
neyin var hayatım?
-Hiç bi…..
-Burnun
kanıyor mu? Ya baş dönmesi? Mide bulantısı?
-Bir
şeyi….
-Bir
yerinde yara, uyuşukluk morluk….
-BİRŞEYİM
YOK!
Tüm ses
revirde yankılanmıştı.Herkes dönüp Kristy’e bakıyordu.İşte bu sesden daha
rahatsız ediciydi.Ama ağlayan çocuğun sesi kesilmesini
sağlayabilmişti.Zafer!Hemsire şaşkınlıkla Kristy’e bakıyordu eline bir fener
aldı.Kristy’nin gözlerini baktı.Beyaz olan yerler hafif saramıştı.
-Müdür
Mosby’e haber verin ve tabiki Sasha’ya da.
Kristy
kadının ellerini sıktığını fark etti.Hemşire Kristy’nin ellerini avcunun içine
aldı.
-Gözlerini
kapat ve derin derin nefes al.
Kadın
fısıldarcasına söylemişti.Ve durmadanda “sakin ol” diyordu.Kristy gözlerini
kapatıp derin derin nefes aldı.Gözlerini açtığında herkes normal haline
dönmüştü.Hemşire önünde diz çökmüş gülümsüyordu.Çocuk tekrar zırlamaya
başlamıştı.
-Ev-vet!
Şimdi daha iyi.
Hemşire
Krısty’nin ellerini açtı.Tırnaklarının arasındaki iplikçikler belli
oluyordu.Kadın biraz şaşırdı sonra normal bir şey gibi karşılıyarak Kristy’e
döndü.
-Sen 16
yaşına girdin mi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder