19 Ağustos 2012 Pazar

TUR -BOLUM 1 : Beklenmedik Kaza-




          Kristy evin kapısını usulca açtı.Hemen ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi.Merdivenlerden çıkarak odasına yöneldi.Odasına yavaşca girdi.Işığı açtı.Kasım ayında oldukları için hava erkenden kararmıştı.Halbuki saat daha 5.30du.Çantasını yere fırlattığı gibi kendisini yatağa attı.Okul kıyafetlerini çıkaracak bir gücü olmadığı için direk kafasını yastığa koydu.O kadar yorulmuştuki…Missy hemen yanına zıpladı.Büyük bir homurtuyla Kristy’nin kıvırcık saçlarını koklamaya başladı.Sapsarı tüylerinin arasından basık pembe burnu belli oluyordu kedinin.Gözleri bal sarısı rengindeydi.Kristy’le nerdeyse 2 yıldır beraberlerdi.Annesi başarılarından dolayı almıştı Missy’i.Çok sırnaşık bir kediydi.Ne zaman eve biri gelse hemen sürünmeye başlıyordu.Kristy’e gelirsek güzel bir kızdı ama yaşıtlerından hiçbir farkı yoktu.Saçları kabarıktı.Kahverengi olmasına rağmen kıvırcık olması hava katıyordu.Aslında da fazlada kıvırcık değildi.Üstleri düz iniyor alt taraflara doğru lüle lüle oluyordu.Kristy 16 yaşına gelileli daha 1 ay olmuştu.Kahve gözlerini tavanına yapıştırılımış fosforlu yıldızlara çevirdi.Abisi Max nedeni bilinmeyen bir şekilde ölmüştü.Ailesi sanki ondan bir şey saklıyormuşcasına bu konuyu fazla didiklemiyorlardı.Sanki herşey açığa çıkacak gibi.Aslında sorulması gereken çok soru vardı.Cevabı aranması gereken…Ama bu olayla kimse uğraşmıyordu.Bunu biri açığa kavuşturmalıydı.Kristy’de bu konu üzerinde kararlıydı.
            Kristy bu düşünceleri şimdilik kafasından sildi ve rahatlanamnın keyfini çıkarmaya karar verdi.Neden bu kadar yorulmuştu ki ? son 1 aydır durmadan yoruluyordu.Abisinin öldüğünden beri gergin anlar yaşıyordu.Çok çabuk sinirleniyordu.Belkide ailesin ondan ne sakladığını açıklamasını bekliyordu.Kristy bir anda arkasında mırlayan kediyi fark etti ve hemen yüzünü Missy’e döndü.Narin ellerini Missy’nin tüylerinin üstünden gezdirdi.Kedi mest olmuştu.Hemencecikde kabarmıştı.Kristy sevmeyi bıraksa bile geri dönüyor kendini sevdirmeye çalışıyordu.Kristy arkasını döndü ve gözlerini kapadı.O sırada Missy’nin mırıldanmasının kesildiğini farketti.Arkasını döndüğünde Missy Kristy’e öyle bakıyorduki Kristy hemen ayağa fırladı.Tırnaklarını çıkarmıştı.İçten tıslama duyulmayacak gibi değildi.Kedi gerilmiş saldırma pozisyonu almıştı.Kristy bir anda Missy’e baktı.Kaşlarını çatmıştı bazı şeyleri anlamaya çalışıyordu.Mıssy’nin göz bebeklerinin büyümesini hissedebiliyordu.Kedinin içinde bir korku oluştu.Tırnaklarını çekti.Deyimlerdeki gibi resmen süt dökmüş kedi gibi olmuştu.Korkmuş bir şekilde yatakdan atladı ve odadan çıkp koltuğun arkasına saklandı.Kristy , Missy nin ilk defa böyle bir şey yaptığını görüyordu.Şöyle bir odanın dışına göz gezdirdikden sonra kapısını kapattı.Hemen yatağına döndü.Şöyle bir uzandı.Artık yatağını yumuşaklıgının vücudunda hissedebiliyordu. Rahatlamıştı ve bir anda annesinin sesini duydu.
-Kristy kalk geç kalıcaksın.Kristy!!
           Kristy gözlerini açtı uyuya mı kalmıştı?Hemen başucundaki saate göz gezdirdi.Saat sabahın 6’sıydı.Nasıl sabah olmuştu?Üzerinde pijamaları vardı.Sadece bir rüyamı görmüştü yoksa?Missy baş ucunda uyumuştu.İlk bir durukladı.Saat 6 mıydı?!Geç kalmıştı.Hemen yatağından doğruldu pijamalarını hemen çıkarıp üzerine yamuk yumuk üniformalarını giydi.Yerde gördüğü çantasını aldığı gibi aşağı indi bi eliyle gömleğini iliklemeye çalışırken bir eliylede Nutellalı ekmeğini kaptığı bi ağzına tıkıştırdı.Çantasını hemen sağ koluna geçirdi koşarak kapıyı açtı ayakkabıları gelişi güzel geçirdi.
-Görüşürüz anne.
-Görüşürüz akşam geç kalma hayatım.
Kapıyı bile kapamadan koşturmaya başladı.Servis tamda gitmek üzereydi.Kristy’i görünce hemen durdu.Hemencecik servise bindi.
-Kristy bu 2. Kez oluyor!Geç kalıcaz senin yüzünden.
-Özür dilerim Bay Montogmery.Bir daha olmayacak.
              Kristy servise şöyle bir göz gezdirdi.Servisteki son 4’lü koltuk hariç diğerleri 3’lü 3’lüydü.Heryer nerdeyse doluydu.4lü koltuğun önünde 2 boş yer vardı.Bir çocuk cama başını koyup sızmıştı.Liz anlaşılan bu gün gene babası bırakacaktı çünkü arka koltukdaki yeri kapılmıştı.Kristy yavaş yavaş ilerleyip çocuğun yanına geçti.Çantasın çıkardı.Çocuğa şöyle bir baktı.Uyanacak gibi bir hali yoktu.Çantasını çocuğun ayağını dibine koydu.Saate baktığında servisin geç kalmısını sağladığı farketti.Bay Montogmery’de okula yetişebilmek için çok hızlı sürüyordu.Kristy bir anda bir şey hissetti.Birşey olacaktı.Ama ney? Farkını varmadan konuştuğunu fark etti
-Dikkat çarpa……
Servis çok ani bir fren yaptı.Kristy olduğu yere hemen tutunmuştu.Kristy servise şöyle bir göz gezdirdiğinde kendisinden başka herkesin başını ön koltuğa çarpmıştı.Yanındaki çocuk uyanmış kafasından kan süzülüyordu.
-Se.. sen  iyimisin?
-Aa.. kafam… ahh!..acıyor.
Kristy ellerini gevşetip çocuğun anlına uzanmak istedi ama elleri koltuğun kılıfına yapışmışcasına takıldığını farketti.Ellerini koltuğunu kılıfından kurtarmak için cebelleşmeye başladı.Ve en sonunda bir ‘cart’ sesiyle kılıfı yırtarak ellerini kurtardı.Ellerine baktı.Tırnaklarında iplikçikler vardı.Tırnakları nasıl takılmış olabilirdi ki?Hemen yanındakine uzandı o sırada bir görevli servise girdi.
-Kimler yaralandı durumu acil olan varmı söyleyin?
O sırada Kristy çocuğun anlındaki elini kaldırdı.Heryer kandı ama ne bir kesik nede bir travma izi görülüyordu.
-Yaran?!
Şaşırmışcasına cocuğa baktı.Çocuk servisin camının yansımasını ayna şekline kullanarak alnını yokladı.Sarı kısa şaçları kana bulanmıştı ama yara izi yoktu.Çocukda hiç şaşırma belirtisi yoktu.Anlaşılan bu ilk değildi.
-Kahretsin!Bunu kimseye söyleme.SAKIN!
-Ama bu imkansız?!
-Hey siz ikiniz.Kalkın ne bekliyorsunuz? Otobüs mü? Farkında mısınız bilmiyorum ama servisiniz kaza yaptı. Dedikodunuzu sonra yaparsınız şimdi diğerlerini takip edin.
İkiside kafalarını döndüklerinde kızgın görevliyle karşı karşıya kalmışlardı.Hemen ikiside kalkıp servisden aşağı indiler.Okula gelmişlerdi bile.Okulun içine yürüdüler.Tüm servistekiler revire doluşmuştu.Revirdeki hemşirelerden biri Kristy’nin yanındaki çocuğa doğru ilerledi.
-Dave senin buraya gelmen gerekmediğini sende biliyorsun.Tuvalete git yüzünü yıka ve sınıfına git.
     Dave Kristy’e görüşürüz dercesine kafasını salladı ve gülümsedi.Revirden yavaşca çıkarken Krısty’nin gözü Dave’in çantasına takılmıştı.Onun çantasını nerdeydi?Ah salak Krısty serviste unutmuştu.
-Çantam ?! of onu serviste unuttum ya!
Dave kapıyı arkasından kapatırken duraksadı.Sonra kapıyı arkasından usulca kapadı.Dave’le ilgilenen hemşire hemen Kristy’e döndü.
-Tatlım biliyorsun yarın kayıp eşyalar bölümünden alısın sorun etme.
-Ama ev anahtarım…Eşyalarım… Hepsi içindeydi.Neyse artık.
Revirde çok görültü vardı herkes kendi kafasını göre takılıyordu.Anlaşılan 1. Sınıfların aşı günüydü ve bir çocuk durmadan bağırıyordu.Olanlar yeterince insanı germiyormuşçasına bide bu çocuğun sesi… Zaten bu aralar çok çabuk sinirleniyordu.Hocalar bir şey demese gidip çocuğun kafasına bir tane geçirebilirdi.
-Peki neyin var hayatım?
-Hiç bi…..
-Burnun kanıyor mu? Ya baş dönmesi? Mide bulantısı?
-Bir şeyi….
-Bir yerinde yara, uyuşukluk morluk….
-BİRŞEYİM YOK!
Tüm ses revirde yankılanmıştı.Herkes dönüp Kristy’e bakıyordu.İşte bu sesden daha rahatsız ediciydi.Ama ağlayan çocuğun sesi kesilmesini sağlayabilmişti.Zafer!Hemsire şaşkınlıkla Kristy’e bakıyordu eline bir fener aldı.Kristy’nin gözlerini baktı.Beyaz olan yerler hafif saramıştı.
-Müdür Mosby’e haber verin ve tabiki Sasha’ya da.
Kristy kadının ellerini sıktığını fark etti.Hemşire Kristy’nin ellerini avcunun içine aldı.
-Gözlerini kapat ve derin derin nefes al.
Kadın fısıldarcasına söylemişti.Ve durmadanda “sakin ol” diyordu.Kristy gözlerini kapatıp derin derin nefes aldı.Gözlerini açtığında herkes normal haline dönmüştü.Hemşire önünde diz çökmüş gülümsüyordu.Çocuk tekrar zırlamaya başlamıştı.
-Ev-vet! Şimdi daha iyi.
Hemşire Krısty’nin ellerini açtı.Tırnaklarının arasındaki iplikçikler belli oluyordu.Kadın biraz şaşırdı sonra normal bir şey gibi karşılıyarak Kristy’e döndü.

-Sen 16 yaşına girdin mi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder